Bir hasta güvercin gibi sessiz müteellim
Hülyâlı başın göğsüme yaslandı dün akşam
Avcumdaki sevdâlı güzel ellerde elim
Gözden süzülen aşk ile ıslandı dün akşam
Endişe-i ferdâ ile mahzun bakışından
Bin türlü keder nağmesinin izleri vardı
Rüzgar gibi bir anda zamanın akışından
Heyhât o saatler ne çabuk bizleri sardı
Endişe-i ferdâ mı hayır beklediğim yok
Bir setre-i muzlime bürünmüş ki yarından
Ümmidi de yok , neş’esi yok , zevki de hiç yok
Bıktım bu hayat ikliminin sonbaharından